8/29/2013

DESCANSO EN EL TIEMPO DE UN MUSICA

İçinizde yazılarımı buraya kadar sabırla okuyanınız varsa eğer gerçekten teşekkür ediyorum, yeni yazıma kadar sıkıntınızı az da olsa bir kenara bırakın hadi! Ve evrensel olana, ruhun gıdasına, müziğe, İspanyol şarkılarına doğru uzansak hep birlikte, ne dersiniz? Peki İspanyol şarkıları dendiğinde aklınıza ilk gelen şarkıcı kim??? Shakira, Ricky Martin??? Benim aklıma hiç kimse gelmemişti :( Çünkü bu kültür bana yabancıydı. Sonra araştırdım ve kendi dalında hem güncel olan, sesinde daha çok "folk" havası bulunan, sesi sanki sönmek üzere olan bir ateşi anımsatan bu Afrika asıllı çikolata renkli sanatçı ile tanıştım. (gerçek hayatta değil tabii, çok isterdim aslında:) Sözüm reklamdan dışarı olsun lütfen, ben en son yazdıklarımın tercümesini yapıp bir sonraki yazı dizimi yazana kadar bu çikolata renkli sanatçıyı, Buika' yı dinlemenizi tavsiye ederim. Benim favorilerim arasında ve gerçekten farklı. İyi eğlenceler :)

La Luna 


8/25/2013


ŞEYTAN VURGUDA MI DUYGUDA MI?
 

O                     : “Seni seviyorum” 
Ben                  : “Efendim? ”
O                      : “Seviyorum seni?
İç sesim            : “Acaba beni mi seviyor yoksa sevgi eylemini mi?”

 
SENİ SEVİYORUM


Bazılarınızın “Yeter ki ses versin, vurgu yapmasa da olur” ya da “Seni seviyorum diyemeyen erkek modeli varken bunu doğru söyleyebilen erkeğin varlığına şükretmelisin” dediğini duyar gibiyim.  
 
 
 

Bloğumda “¿HANGİ GEZEGEN?” adlı yazımı okuyan arkadaşlarım bana bu işaretin “¿” ne anlama geldiğini sorunca sizleri de bilgilendirmeden yola devam etmek istemedim. Çünkü bu işaretler en sevdiklerim arasında. Ben de vurguyu es geçip yaşayanlardanımdır zaman zaman kendi dilimde (söyleyen kişiye bağlı olarak). Ancak bu durum İspanyollar için hiç de öyle görünmüyor. Atladıkları durumda anlam değişebiliyor.

Aşağıdaki linklerde çok kısa detaylandırılmıştır. Gramer yapısı gereği ters soru işareti “¿” ve ters   ünlemin “¡” ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız.   

 



 

 

8/22/2013

¿HANGİ GEZEGEN? 

“İrfana dönüşmeyen bilgiden kişiye fayda yoktur.
Çünkü bilgi, irfan ile beslenirse kişi uyanık kalır.
Bilgiyle uyumanın uyanıklık sayılması ancak irfan iledir.” 



İskender PALA – “OD”  (Kapı Yayınları – S:251)


Sizleri bilmem ama ben okuduğum kitaplarda beğendim sözleri defterime ya da bir kenara not etmeyi çok sevenlerdenimdir. (Akıllı telefonlar çıktığından beri hepsini tek bir yerde toplamak neyse ki kolaylaştı) Yukarıdaki alıntı işte bu karışık notlarımın içinden seçtiklerimden sadece 1 tanesi. “İyi hoş güzel de sen ne ayaksın, hangi gezegendensin?” dediğinizi duyar gibiyim. Peki şöyle anlatayım o halde; yaklaşık 1 senedir İspanyolca dili öğrenmek için debelenip duruyorum, yani kısaca bilgiler birikti. Baktım ki bu birikintinin bana faydası yok. İşte tam da bu sebeple bu sayfa (sizin de katkılarınızla tabii) irfana dönüştürülmek umuduyla oluşturulmuştur. İspanyolca gramer ya da herhangi bir ders anlatımını bu sayfada bulamazsınız (off çok can sıkıcı zaten) yani tam bir boş ders. Ama bu dili öğrenirken tarafıma yardımcı olan her türlü kişi, ders anlatımı uzantılarını (linklerini) ve ya kitapları kendi deneyimimle güncelleyeceğim. Sadece bunlar değil…

Klasik dersi herkes dinler, anlar, sınavda başarılı olur ya da olamaz, öğrenip hayatında kullanır vs… Bu dili öğrenmedeki hedefinizi bilemem ama benim hedefim sadece “İspanyolca bilgimle eğlenmek” evet kısaca hayat boyu eğlenerek İspanyolca öğrenme deneyimini paylaşmak. 

İçinizden şöyle dediğinizi duyabiliyorum “Sen de kimsin ki senin deneyimlerinden faydalanalım?” Ben kim miyim? Tamam! J Bundan sonraki paragraf beni tanımayanlara atfedilmiştir.   

Sevgili beni tanımayan, tesadüf eseri buraya düşen takipçiler! Şu anda benimle ilgilenmediğinizin farkındayım. Çünkü burada yeniyim. Bilkent Üniversitesi İngilizce Türkçe Tercümanlık bölümü mezunuyum, İngilizcem çok iyi ama kullanmadığım için yakında unutacağım. Son 1 senedir İspanyolca kursuna gitmekteyim, unutulmaya terk edilmiş İngilizcem sayesinde İspanyolcayı öğrenmekte zorlanmadım. Bilgisayarla aram çok iyi. Simcity kralıyım, Candy Crush Saga' da bir numarayım. Herkes gibi ben de Word Excel bilirim. Biraz da hobilerimden bahsedeyim. Ben de herkes gibi sinemaya gitmeyi, kitap, gazete okumayı, örgü örmeyi, spor ve ya gözlem yapmayı severim. Yemek yemeyi sever ama yapmaktan nefret ederim. Spor olarak bisiklete binmek favorilerim arasındadır. Öyle çok severim ki 15 sene önce aldığım bisiklet nihayet bozuldu ve daha bugün yenisini aldım. Aslında hobilerimin İspanyolca sürümlerine bile zor ulaştım ama ulaştım. Neyse konuyu dağıtmadan özetleyeyim, kısaca basit yaşarım…

Tamam! Artık normale dönebiliriz. Özgeçmiş bırakmaktan oldum olası nefret etmişimdir. Mezuniyetimin ilk yıllarında, deneyimsizliğimden dolayı eziklik duyardım. Şimdi ise geçmişe dönüp “a evet şu da vardı, bu da vardı” deyip kendimi yazıya dökerken yaşımı hatırlayıp ağlamak geliyor içimden. Alaycı üslubum belki bu yüzdendir. Ama yok! Daha başında da söylemiştim size “eğlenerek öğrenmek” J

İspanyol kültürüne ait gezdiğim, gördüğüm, yediğim, içtiğim, dinlediğim, öğrendiğim her şeyi burada takipçilerime bırakacağım.  Şimdi! Bana katılmak ister misiniz? Cevabınız “EVET” ise bu gezegene “HOŞGELDİNİZ” yani “BIENVENIDO”. Birlikte Türkçe <--> İspanyolca eğlenerek beyin fırtınası yapacağız demektir bu. Işık olsun… J  

Sevgiler